9 Haziran 2006 Cuma

az ég felé

Hepimizin sevgiye, mutluluğa ihtiyacı var. Şurda burda, tüm enerjimizi vererek kalbimizi avutmaya çalışıyoruz. O, uzun zaman önce kaybettiği sevginin peşinde, öyleki, ne olduğunu bilemiyoruz. Denize, güzelliğe bakıyoruz, gözlerimizi kapayarak dalgaları dinliyoruz, yapışık rüzgarı yüzümüzde hissediyoruz, ayın kokusunu ve tuzun tadını alıyoruz. Her his ve ilişkide, sevgiyi arıyoruz.

Tatlı ve esir edici sevginin her adımında arkamızdan yumuşak bir ses fısıldıyor,

dikkat et

kalbinin aşkı
göğün üstünde yaşar
maviye dal
yüksel ve yüksel


We all need love, happiness. Here and there, we reach out with all our energy, trying to console our heart. She seeks the love she has lost, so long lost that we can not know what it was. We gaze at the sea, beauty, we listen to waves closing our eyes, feel the sticky wind on our face, smell of the moon and taste of salt. In every feeling and relation, we are seeking love.

In each step of sweet capturing love, a soft voice whispers from behind,

watch out

love of your heart
lives high in the sky
reach, flying into blues
high and high


2 Haziran 2006 Cuma

nehézségeket


Bugün hayatımın güçlükleri üstünde düşünüyordum ve aşağıdaki sözü gördüm. Elbette ben ne büyük bir kişilik, ne de kabul edilebilinir bir adanmışım. Kalbinde saf sevgi olan insan güçlükleri göreceğine, tüm varlıklara devamlı yaptığı hizmetin artan mutluluğuna sahip olur.

"Büyük kişilerin hemen hemen hep gönüllü olarak ıstırap çekmeyi kabul ettikleri söylenir. Bu, herkesin kalbinde bulunan Yüce Rabb'e ibadet etmenin en yüce metodu olarak görülür."
Bhagavat Purana 8.7.44

Today I'm thinking on the difficulties of my life and I came upon the below quote. Surely I am neither a great personality, nor even a decent devotee. A person with pure love in heart would never see difficulties, but rather have increasing happiness out of continious service unto all beings.

"It is said that great personalities almost always accept voluntary suffering because of the suffering of people in general. This is considered the highest method of worshiping the Supreme Lord, who is present in everyone's heart."
Bhagavat Purana 8.7.44

25 Mayıs 2006 Perşembe

mindenütt


Yalnız değilsin

O'nun gülümseyen gözleri

h e r y e r d e


You are not alone

His smiling eyes are

e v e r y w h e r e



14 Nisan 2006 Cuma

hógolyó

b a h a r d a
w h i s p e r i n g

fısıldayan kartopları
snowballs in spring



Nem könnyüü végezni a kötelességünket

Görevimiz kolay değil. Bilgimizi ve sevgimizi paylaşmayı diliyoruz ama aynı zamanda, başkalarının akıl ve kalplerine hiçbir sıkıntı vermemeyi istiyoruz. Bu hislerle neyi nasıl sunabileceğimiz üstünde kafa yorarak yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalıştık. Gönlümden dua ediyor ve diliyorum ki, bu kırılgan maddi yaşam içerisinde azıcık dahi olsa mutluluğu ve bilgiyi arayan samimi gönüllere yakında ulaşacağız. Şimdi buraya klikleyebilir ve yeni bloğumuzu görebilirsiniz, lütfen bize iyi dileklerinizi ve değerli eleştirilerinizi verin ki mutlulukla çabalarımızı yeşertelim.

Our duty is not easy. We are desiring to share our knowledge, love but at the same time, we do not want to cause in others any confusion in mind or heart. With these feelings, we tried our best, meditating on what we may introduce and how. I am praying and wishing from my heart that we will soon reach many sincere souls that are all seeking just a little bit of happiness and knowledge in this fragile life of material living. You may now click here and see our new blog, please give your blessings and precious comments so we happily cultivate our effforts.

11 Nisan 2006 Salı

Atma Yoga

Bugün mutluyum, sevgili Macar arkadaşım Anuragi geliyor. Birlikte geçtiğimiz Şubat-Mart aylarında Belçika'daki Atma Yoga Öğretmen Eğitmenliği Öğrenimini bitirerek diplomalarımızı aldık. Orada Radhadesh adlı bir şatonun kompleksinde kalarak oldukça yoğun ama tatlı günler geçirdik. Amerika, İngiltere, Wells, İrlanda, Hollanda, Almanya, Sırbistan, Slovakya ve Macaristan'dan katılanlar vardı. Öğretmenlerimiz Atmananda ve eşi Kimi beş hafta boyunda gece gündüz bizlere destek oldular, yoga ve yoga öğretmeni olma yolunda bizlere her konuda değerli bilgi ve deneyimi verdiler. Şimdi dileğim İstanbul halkı ile bilgilerimizi paylaşabilmek. Anuragi ile beraber düşünüp çalışacağız. Lütfen bizlere şans dileyin! :)


Radhadesh Castle


Today I am happy, my dear Hungarian friend Anuragi is coming. Last February-March we graduated from Atma Yoga Teachers Training Course in Belgium and received our diplomas. We stayed there in a castle complex named Radhadesh, living quite intense but sweet days. There were people joining from USA, England, Wells, Ireland, Holland, Germany, Serbia, Slovakia and Hungary. Our teachers Atmananda and Kimi gave us support day and night for five weeks, giving precious knowledge and experience on yoga and on becoming a yoga teacher. Now I desire to share these with the public of Istanbul. We will think and work together with Anuragi. Please wish us good luck! :)

10 Nisan 2006 Pazartesi

talán

belki

Bu kelimeyi seviyorum. O'nun yüce duyarlılığına sarılmayı ve sığınmayı.

belki

Sınırsız neşeyi getiriyor.



maybe

I love this word. Embracing His sublime sensitivity and taking shelter.

maybe

Brings unlimited joy.


virágzás


çiçekler tam açtı,
havada nektar var
ve
arılar dans ediyor.

sağol Zümmö :)



blossoms are in full,
there is nectar in air
and
bees are dancing.

thank you Zümmö :)

9 Nisan 2006 Pazar

yoga és mondani

Yoga daima okşayan rüzgardır; bizleri gerçek halimize çiçek açtırarak uyandırır.

"Ne olduğun kulaklarıma öylesine yüksek sesle haykırıyor ki, ne söylediğini duyamıyorum."
_ Ralph Waldo Emerson


Yoga is the continiously caressing
wind, awakening us blossom into what we really are.

"What you are shouts so loud in my ears, I cannot hear what you say."

_ Ralph Waldo Emerson




3 Nisan 2006 Pazartesi

egyszerü élet

Merhaba!

Uzun bir aradan sonra yeniden yazabiliyorum :) bu arada neler yaptığımı sizlere yavaş yavaş yazacağım ama şimdi size güzel bir yeni blog haberim var, sevgili Manoram dostumun sitesi; Simple Life. (Sade Yaşam)


Hello!

After long time, I am able to write again :) I will write you what I have been doing gradually but now I have good news for you, my dear friend Manoram's website; Simple Life.

18 Şubat 2006 Cumartesi

weight

beden ve akla sahip
bir ruhum.

gezindigimiz yerlerin de
ruhu var

tum okyanus ve daglara
sahip olan annemiz, dunya
ayaklarimizin altinda,
en alcak gonullu ruh

hic ne kadar
agir oldugunuzu
hissetmeye calistiniz mi?

ve dunyanin ne denli
sefkatli oldugunu?




i am a soul
having
a body and mind.

places we visit
also has a soul

our mother, earth
having all oceans and mountains
is the humblest soul
placing herself
under our feet

have you ever
tried to feel
how heavy you are?

and how so much
compassionate
mother earth is?

8 Şubat 2006 Çarşamba

köd

sis kadar
hafif olabilseydim,
etrafında kıpırdar ve dönerdim
Sen flütünü tatlı tatlı çalarken
ay ışığında.

if I could be light
as light as the mist,
I would move and whirl around
as You sweetly play the flute
in moonlight.

7 Şubat 2006 Salı

féltékenység

bir sinek
olabilmeyi arzuluyorum

bir iki gün mutlu yaşayan
basit sevinçlerle
ve hatıralarla,

bazen var

bu kıskançlığım.



i desire to be
a fly

happily living few days
with simple joys
and memories,

sometimes
i have this

jealousy.

1 Şubat 2006 Çarşamba

táncol

"Zümmö, nereye gidiyoruz?"

Şişman arı bzzzzzzzzladı ve vzzzzzzzzladı ve, "Mesele nereye gittiğin değil, nasıl gittiğindir."

"Ve biz nasılız, iyi mi?"

Bu anda, Zümmö havada zıplayarak ve dans ederek şarkı söylemeye başladı, "Krişna ile olmak BBüüüüüüüüüyyyyyyükk neeeeeeeşedirr, Radha ile olmmaaaaaaaaaaaak dum du ududm dum dummmm ve HiiiiiiiiizzmeeeeeeEEEEEEEeeeeeeeeeettt eeeeeeedebilmekkkk! hmmmm hmm hmm hmm mm dummmduduumm du duummm.."

Onu hiç böyle görmemiştim! :-)))))))))))) şimdi dans ediyoruz ve uçuyoruz. . .



"Zümmö, where are we going?"

The fat bee made a bzzzz and vzzz, then said, "It is not a matter of where we are going, but how."

"And how are we doing, all right?"

This time, Zümmö started jumping and dancing in air and singed, "its Grrrrrrrreeeeeeeaaaaatttt JOooooooOOOoooOY to be with Krishna, to be with Radha dum du ududm dum dummmm and be able to SEEEEEEERrrrrrrrrrrrrrveeeeeeeeeeeeeeeeeeeee! hmmmm hmm hmm hmm mm dummmduduumm du duummm.."

I've never seen him like that! :-)))))))))))) now we are dancing and flying. . .

30 Ocak 2006 Pazartesi

örökké

büyük sevgi, derin özlem

hem beraber hem de ayrı olmak

gülme ve ağlamayı getiriyor,

ebediyen

birbirini takip eden

güneş ve ay gibi


great love, deep missing.

being both seperate and together

bringing laughter and cry,

like sun and moon

following each other

eternally




29 Ocak 2006 Pazar

padlizsán

Şri Vrindavana dhama'da patlıcanları sulama şansını edinmiştim. Sabah çok erkenden uzun bir yürüyüşle tarlaya ulaşmış, bir kova alıp küçük patlıcanları sulamaya başlamıştım. Vrindavana'da toprak çok yumuşak ve bana inanmayabilirsiniz ama, ışıldar. Yeterli su alabilmeleri için her bir patlıcanın çevresine ellerimle havuzcuklar yapmıştım. Aylardan Aralıktı, sis vardı ve oldukça soğuktu. Yavaş yavaş su taşımaya ve patlıcanlara yardım etmeye devam ettim. Kutsal dhama'da yaşam aldıklarından apaçık benden daha saf olduklarından onlara hizmet edebildiğim için çok mutluydum. Derken, güneş sisin içerisinden yolunu açtı ve küçük patlıcanlara ulaştı. Onların neşesine bakakaldım, derin ve en narin aromalar bana ulaştı, sanki beni sevgi ile kucaklıyorlardı.


In Sri Vrindavana dhama, I had the opportunity to water eggplants. Very early in morning I took a long walk and reached a field, took a bucket and started watering little eggplants. In Vrindavana, earth is so soft and you may not believe me but, it is illuminious. I made small pools around each eggplant with my hands so they may have enough water. It was month of December, there was mist and quite cold. Gradually, I continued carrying water and helping eggplants. I was feeling very happy to be able to serve them, who were obviously more elevated then I am, having taken life within the holy dhama. Then, sun made his way through the mist and reached the little eggplants. I stood gazing at their joy, most delicate and deep aromas reached me, as if they embraced me with love.

28 Ocak 2006 Cumartesi

hóvihar

Günler sonra, kar fırtınası ayrıldı. Kuşlar aç, pencereye geliyorlar. Biraz ekmek bıraktım onlara. Rüzgarın olmaması garip geliyor şimdi ve güneş, ne denli kuvvetli, parlak. Günlerce onu görmediğimizden kolaylıkla unutmaya eğilimli oluyoruz ama güneş hep orada, daima sıcak ve hayat verici. Aynen bunun gibi, Krişna da daima burada, ve hep şefkatli. Biz unutmaya eğilimliyiz ve düşünüyoruz, "Göremiyorsam O nerede?" :-)

fırtınalar gelir ve gider.


Days later, the snow storm left. Birds are hungry, coming to window. I left a little bread for them. Having no wind feels awkward now and the sun, how strong and bright it is. Because we do not see it for many days, we tend to easily forget but the sun is always there, ever warm and giving life. Just like this, Krishna is also ever present, and ever compassionate. We tend to forget and think "Where is He, if I can not see?" :-)

storms come and go.

27 Ocak 2006 Cuma

eröö

"Sadece Şrimati Radharani sevgisinin gücü ile Krişna'nın güzelliğini, tatlılığını tam olarak tadar."

ei prema-dvare nitya radhika ekali
amara madhuryamrta asvade sakali

"Only Srimati Radharani, by the strength of Her love, completely relishes the mellow or beauty of Krishna."

20 Ocak 2006 Cuma

nagy szeretö

Çoğu zaman bloğa yazmanın kendimi ifade etmeye yetmediğini hissediyorum. O anda şarkı söylemeli, dans etmeli, resim yapmalı, harika prasadam sunmalı, düşünmeli ya da sadece uyumaya gidip rüya görmeliyim :-) Kalplerimizdeki derin ebedi sevginin; bhaktinin kendisini ifade etme yolunu bulmaya ihtiyacı var. Sevgi, iki bireyin birbirini etkilemesi demek ve bu ilişki öncelikle duyularla alınır ve verilir. (O şimdi dışarıda çok tatlı kar yağıyor :) teşekkürler RadheyShyama!) Eğer yaptığımız her türlü faaliyette kalbimizin sevgisini ifade edebilmesine izin verirsek, gerçekte yemek yiyerek değil, bu müthiş sevgili kalpten, ruhumuzdan enerji aldığımızı görebiliriz. Ve onun ebedi sevgi dolu ilişkileri bizlere daimi tatminiyeti verir.


Many times I feel blogging is not enough to express myself. At that moment I should sing, dance, paint, offer great prasadam, meditate or just go sleep and dream :-) Bhakti, the deep eternal love in our hearts needs to find a way to express herself. Love means there is interaction between two individuals and this relation is first received and given through our senses. (Oh now it is snowing so lovely outside, :) thank you RadheyShyama!) If we just let our hearts desire to express love inside whatever activities we are doing, we may see that actually we are not receiving energy through eating, but from this great loving heart, our soul. And her loving eternal relationships do give us continious satisfaction.

17 Ocak 2006 Salı

akadály az úton


We are practitioners of bhakti, devoting ourselves to the revealing of unconditional love that lies in our heart. This bhakti is so delicate, in any moment it may recoil back or again come out in sunshine, just like a snail. To keep it alive and happy, we need to give affection.

Give affection, by giving you will receive affection and that love will keep on the real unconditional love growing. Knowledge and philosophy do help, but can not feed your heart to grow and understand the wisdom behind bhakti.

Why do I write these now? Because I see many on the path of bhakti have missed to give and receive affection. To most this seems like "a block on the way." But if only we try to be more courageous, we'll see that it works just the opposite :-)


16 Ocak 2006 Pazartesi

darsan

Bugün Şri Şri Gauri Gaura Krişna Guru Maharajıma sunabilmem için yeni fotoğraflarının çekilmesini kabul ettiler.

Today Sri Sri Gauri Gaura Krishna accepted to have new photos so I may offer to my Guru Maharaja.

15 Ocak 2006 Pazar

segit

aynen bir çiçek tarlasının üzerinde uçar gibi

öylesine eşsiz kişiliklerle karşılaşırız

narin aroma ve biçimlerde,

hisseder ve ayrılırız

birbirimizi daha uzun görebilmeyi dilesek de.

rüzgarlar hafif kanatlarımızı yakalar

ve bizi kaldırır

başkalarına.


sadece hepsinde

Krişna'nın güzelliğini görmek

ilerlememe yardımcı oluyor.



just like flying over a flower field

we meet so unique personalities

in fragrant aromas and shapes,

we feel and seperate

even we may desire to see each other long.

winds catch our light wings

and carry us off

unto others.


only seeing in all of them

beauty of Krishna

helps me go on.

14 Ocak 2006 Cumartesi

boldog

Aradığınız tüm mutluluk ve daha da fazlası şu kelimelerin içerisinde yatıyor:

"Hare Krişna Hare Krişna Krişna Krişna Hare Hare
Hare Rama Hare Rama Rama Rama Hare Hare"

Ben yanılmış bir insanım, ama yine de bu kelimelerin tatlılığı bir defa kalbime değdi, ve bu değiş beni yüzleştiğim tüm körlüğüme rağmen çok kuvvetli tutuyor. Bu mantrayı anlamaya çalışmaya çok değer, hiç birşey ve hiç kimse kendinize ondan daha çok yaklaşamaz. Bu çabanın kendisi yaşama mutluluk getiriyor :-)



All bliss you are looking for and more is resting inside these words:

"Hare Krishna Hare Krishna Krishna Krishna Hare Hare
Hare Rama Hare Rama Rama Rama Hare Hare"

I am an illusioned person, yet the sweetness of these words has once touched my heart, and that touch keeps me all strong regardless of all the blindness I am facing. It is highly worth to try to understand this mantra, nothing and noone else can come more closer to yourself. This endeavor itself is making life blissfull :-)

12 Ocak 2006 Perşembe

hazavágyódó

kalbim dinler
pembe nilüferlerin seslerini

kalbim görür
karlı kuğuların güzelliğini

ve ayın sessizliği
hepsinin evi

bu evde
kelimelerin anlamı az.



voices of pink lotuses
my heart listens

beauty of snowy swans
my heart beholds

and silence of the moon
home to all

words have little meaning
inside this home.

11 Ocak 2006 Çarşamba

szél

Bulutlar mutlulukla yüzüyor, ağaçlar salınmaktan zevk alıyor, çiçekler aroma saçıyor, sarim hafifçe sürükleniyor. Yeryüzündeki herkes bu hoş rüzgarla uyum içerisinde ve bunun gibi, Krişna da şefkatli sevgisi ile sana karşılık veriyor. Hiç yalnız değilsin.


Clouds happily swim, trees enjoy swinging, flowers spread aromas, my sari floats lightly. Everyone responds on earth to this delightful wind and likewise, Krishna is responding to you in tender love. You are never alone.

bulut . . . {szél}

10 Ocak 2006 Salı

pöntü & szölö szemü

Onların düşünemediğini ve hissedemediğini kim söyleyebilir?

Who can say they can not think and feel?


Pöntü


Üzüm gözlü Grape eyed


9 Ocak 2006 Pazartesi

megtelt

bazen yaşam
taşıyabileceğinden
çok daha fazla d o l u
gibi görünür.

Krişna'nın verdiği
herşey
ne harika.


sometimes life
seems
much more f i l l e d
then it can carry.

how wonderfull
everything
Krishna gives.

4 Ocak 2006 Çarşamba

fogás

Sanırım bloğa yazdığım bazı rüya ve öykülerim gerçek yaşama karışmaya başladı. Zümmö ile konuşabilmeyi arzuluyorum.

"Zümmö"

"Yes? Ah bu komik aceleci sesi yine duymak güzel. Ancak onu göremiyorum. . .

"Zümmö, bir zamanlar bir şiir yazmıştım, nélküled ve bir iki gün sonra seninle garip bir şekilde tanışmıştım, beni ayaklarımı yumuşak yeşillere değdirebileceğim yere götürmeye diretmiştin."

"Evet ve sen bana çok sorun çıkarttın, gitmemekte direttin, sonra da yolda uyuya kaldın." Sesi yorgun geliyordu.

"Yolda derken ne demek istedin?" Şaşkınlıkla sordum. "Yolculuk yaptık mı?"

"Oldukça yol gittik, yine de geçeceğimiz bir iki dağ var. Ne olursa olsun seni götüreceğimi sana söylemiştim. Şimdi, lütfen dinlenmeme izin ver."

İnanılmaz! Bu küçük arı onunla yolculuk yaptığımı sanıyor. . "Ama ben bir cm dahi kıpırdamadım dahi, hala buradayım! Bu nasıl oluyor Zümmö?"

Yüksek sesle güldüğünü duydum, "O bir oyun, sadece Krişna'nın oyunu. Hafifçe taşınıyorsun, yavaş yavaş ve zamanı geldiğinde gerçekten olmak istediğin yere vardığını göreceksin, ve beraber olmayı dilediğin insanların yanında bulacaksın kendini."

"O o, Zümmö sen çok biliyorsun." Hayretimi saklayamadım.

"Evet, uzun zamandır hizmetteyim, görevlerimin bir başlangıcı yok." Esnediğini duydum.

"Zümmö, kendimi tamamıyla kontrolden çıkmış hissediyorum. Arzuladım ve sen beni taşıyorsun ama bu çok ama çok daha büyük bir sahnedeki küçük bir parça sanki. . . Zümmö, beni duyuyor musun?"

"Hmmm. . . pek çok abim ve ablam var."

"Ee? İç çekişini duydum. "Zümmö!" İmkansız. . . Oo, horlamaya başladı :-) görünüyor ki biraz daha yolumuz var. . . Hare Hare, ama beni nasıl da kandırdı! Hare Hare


Hare Hare. . .

gerçek şu ki, kalbim oyundan dolayı müthiş mutluluk içinde, sadece bu aklım, onun "tam görüşe" sahip gözleri yok ve Hare Hare tüm gerekli görüşü sağlayarak onu sakinleştiriyor.




I think some dreams and stories I've written on blog are climbing up into real life. I desire to talk to Zümmö.

"Zümmö"

"Yes?" oh this hurried funny voice, nice to hear again. I cant see him though. . .

"Zümmö, once I wrote a poem nélküled and just some days after I met you weirdly, you insisted you would take me to the place where I can touch my feet to soft greens."

"Yes and you brought me alot of trouble, you resisted not to go then, fell asleep on the way. " He sounded tired.

"What do you mean on the way?" I asked in surprise. "Have we traveled??"

"Quite a way, yet there are some more mountains to pass. I told you, I will take you no matter what. Now, please let me rest."

Amazing! This tiny fat bee thinks I've traveled with him. . "But I havent moved one cm away yet, I'm still here! How can this be Zümmö?"

I heard him laugh loud, "That is the trick, Krisna's trick only. You are being carried lightly, slowly slowly and when it is time, you will actually see that you have arrived to the place you desired to be, and be right next to the people you desired to be with."

"O o, Zümmö you know alot." I couldnt hide my amazement.

"Yes, I am in service for so long time, there is no begining of my duties." I heard him yawning.

"Zümmö, I feel I am completely out of control. I desired and you carry me but this seems only a tiny piece of a bigger, much bigger scene. . . Zümmö, are you hearing me?"

"Hmmm. . . I've got many many brothers and sisters"

"And so?" I heard him sigh deeply. "Zümmö!" Impossible. . . Oh he started snoring :-) so it seems we have some more way ahead. . . Hare Hare, but how he tricked me!! Hare Hare


Hare Hare. . .

truth is, my heart is greatly happy about this tricking, its just this mind, she has no eyes to "see through" and Hare Hare calms, giving all needed vision.




2 Ocak 2006 Pazartesi

herkül

Köpeklerimizin beni mi yoksa pabuçlarımı mı sevdiklerinden emin değilim. . :-) zekiler, pabuçsuz bir yere gitmeyeceğimi biliyorlar.

Herkül eve geldiğim sabah pabuçlarımla uyudu.

I'm not sure whether our dogs love me or my shoes. . :-) they are intelligent, know that I wouldnt go away without shoes.

Herkül slept with my shoes on the morning I arrived home.