27 Kasım 2005 Pazar

Én Zümmö vagyok

Bugün ekadasi, yıldızlar göğe yayılmış uyumla dans ediyor olmalılar. Rüzgar yeşil otların arasından kayıyor, ağaçlara hızla tırmanarak yaprakları ürkütüyor, havaya zıplayıp salınarak yere iniyorlar. Hare Krişna, Hare Krişna...yumuşak ve uykulu, öğlen capamı mırıldanıyorum, kucağımda sıcak su torbası, mendil, başımda geçirdiğim gribin ağırlığı, gözlerim güneşin ışıldattığı yapraklara dalıyor. Rama Rama Hare Hare...

Rüzgar da yanıtlıyor, "Hari Hari. . ." Krişna Krişna Hare Hare... "Hari Hari! . . ." Rama Rama

Derken aniden bu tatlı alışveriş şiddetli hapşırığımla kesiliyor,

"Haaaaaaaaaaaapşu!"

"Hari Hari!! Gouranga!" diye ufak bir ses yineliyor.

İrkiliyorum, bu da kim diye bakınıyorum ama evde benden başkası yok, ateşim var sanırım...


"Baksana sen! Haribol!" bu sefer cılız sesi sert çıkıyor, sanırım kızdırdım.

"Ama sen kimsin göremiyorumki!" dedim.

Şişko bir arı kalın bir vızılıtıyla kulağımdan aşağı hızla inip camın önünde yalpalayarak durdu. Ter içinde ve telaşlı bir hali vardı, gözlüklerini indirerek bana baktı ve saatini gösterdi,

"Geciktim, derhal gidiyoruz!"

Gözlerime inanamadım, kulağıma ise hiç... Capa malamı yokladım, hala elimde, Hare Krişna Hare Krişna, Krişna Krişna Hare Hare, ama nafile, bu şişko arı hala önümde ve giderek sabırsızlanıyor, yukarı aşağı debelenerek bana saatini gösteriyor,

"Hadi ama!"

... sakin olmalıyım. Kibarca sordum,

"Nereye gidiyoruz?"

Sırtını cama yaslayarak cebinden uzun bir defter çıkarttı, kaba hareketlerle sayfaları çevirmeye başladı... ve sanki çok önemli bir duyuru yaparmışcasına,

"2005 yılı Kasım ayının 26'sı gece yarısında, siz, bir arzuda bulunmuşsunuz"

Gözlerim hayretle açarak dinlemeye devam ettim,

"ayaklarınızın yeşillere değmesini, gözlerinizin tepeleri görmesini, kulaklarınızın tatlı ses..vs. vs. bu siz değil misiniz anne adi?"

Ağzım açık bakakaldım...

"Sanırım benim, ama.."

"Ama, ama... anne adi, artık gitme zamanı!"

Bu inanılmaz birşey, karşıma şişko bir arı dikilmiş bana meydan okuyor, o şiiri yazdığım doğru ama neden, nereye... ve

"Nasıl gideceğiz?" diye kendimi tutamayıp merakla soruyorum. Gülümseyerek,

"Sırtıma atlayacaksın, seni götüreceğim," dedi

Hmm.. işte şimdi durumumun hakikaten ciddi olduğuna inandım..

"Ha ha hah HAA" diye kesik kesik güldüm ve capama sarılıp gözlerimi yumdum, Hare Krişna Hare Krişna Krişna Krişna Hare Hare, "Hari Hari! . . ." Hare Rama Hare Rama Rama Rama Hari Hari, Hare Krişna

"Hari Hari!! Bak sen ne yaparsan yap, şimdi gidiyoruz tamam mı?" Hare Hare...

"Zorla mı?" diye soruyorum, gözlerimi açmadan.

"Sen arzulamışsın ve geçişin onaylanmış, daha ne istiyorsun ki? Hem benim daha çok işim var!"

Bu sefer gerçekten sinirliydi, ve komik :) ... Rama Rama Hare Hare, Hare Krişna.. içimi çekip yanıt verdim,

"Bak ben hastayım, öyle sırtına filan atlayacak halim yok, sen dilediğin yere git, ben capama devam edeyim, hem senin adın ne?"

Gözlüğünün camını itinayla silerken şişko gövdesinin çıkardığı sesten pek farklı olmayan bir sesle,

"Adım Zümmö" dedi.

"Haaaa haa!" hmmm çok da gülemedim, ciddi bakıyor! Hare Krişna Hare Krişna, Krişna Krişna... sevgili Krişnam, bana tatlı rüyalar ver lütfen! Gözlerimi yumdum ve Zümmö'yu unutmak üzere başımı geriye yasladım... Rama Rama.. .. tatlı, hep tatlı esintiler var.. Hare Hare.. sanki yıldızlara ulaşırmış gibi.. hafif ve serin uyudum.

~ ~ ~ ~



T
oday is ekadasi, stars must be dancing in harmony, spread out in sky. Wind is sliding through the green grass, running up the trees fastly, making the leaves frightened, they jump and sway down on earth. Hare Krishna, Hare Krishna... soft and sleepy, I murmur my noon japa, hot water bottle, handkerchief on my lap, heaviness of the cold I'm having on my head, my eyes diving into the sun touched glittering leaves. Rama Rama Hare Hare...

Wind also replies, "Hari Hari. . ." Krishna Krishna Hare Hare... "Hari Hari!. . ." Rama Rama..

Suddenly this sweet exchange is cut with my violent sneeze,

"Aaaaaaachooooooo!"

"Hari Hari!! Gouranga!" repeats a little voice.

I get startled, look around home thinking who this is, but there is no one else but me, I think I have fever...

"Hey You! Haribol!"

This time, the thin voice comes roughly, I guess I got him angry.

"But who are you, I can not see!" i told.

A fat bee flied fastly over my ear rolling down in front of the window and stopped. Sweating and seemed to be in hurry, he took down his eyeglasses and looked at me showing his clock,

"I am late, we are going immediately!"

I couldnt believe my eyes, and to my ears, not at all... checked my japa mala, it is still in my hand, Hare Krishna Hare Krishna, Krishna Krishna Hare Hare, but useless, this fat bee is still in front of me and he is getting more and more impatient, shows me his watch floundering up and down.

"Come on!"

... I must be calm. I asked politely,

"Where are we going?"

Leaning his back against the window glass, he took out a long notebook from his pocket, started turning its pages in a puffed up way... then he spoke out as if he is giving an announcement,

"On the year 2005, month of November, 26th midnight, you, have requested a desire."

I continued listening while my eyes opening in amazement.

"..your feet to touch the earth, your eyes to see the hills, ears to hear sweet sound... etc. etc.. is this not you, mother adi?"

I stood in astonishment, my mouth open...

"I think it is me, but..."

"But, but... mother adi, now its time to go!"

This is unbelievable, a fat bee
challenges, standing in front of me.. it is true that I wrote that poem but why, where... and

"How are we going?" I couldnt hold myself and
asked out of curiosity.. He smiled,

"You will jump on my back, I will take you."

Hmmm... see now, I believe my condition is really very serious...

"ha ha hah HAA" i laughed with gasps, hugged my japa and closed my eyes, Hare Krishna Hare Kri
shna Krishna Krishna Hare Hare, "Hari Hari! . . ." Hare Rama Hare Rama Rama Rama Hari Hari, Hare Krishna

"Hari Hari!! Hey, whatever you do, now we are going, ok?"

Hare Hare... "With force?" i ask, without opening my eyes.

"You desired and your passage is approved, what else do you want? Besides, I have many more things to do!"

This time, he was really angry and funny :) ....Rama Rama Hare Hare, Hare Krishna.. i sighed and replied,

"Look, I am sick, I have no strength to jump on your back, you go wherever you want, I continue my japa.. and by the way, what is your name?"

Cleaning his eyeglasses with great care, he voiced a name rather indifferent then his fat body's noise,

"My name is Zümmö."

"Haaaa ha!"

Hmmm, I couldnt laugh much, he looks serious! Hare Krishna Hare Krishna, Krishna Krishna... my dear Krishna, please give me sweet dreams! I closed my eyes and rested my head back, to forget Zümmö.... Rama Rama.. ..sweet, there are always sweet breezes.. Hare Hare.. as if reaching to the stars.. i slept lightly and cool.



Hiç yorum yok: