29 Ocak 2006 Pazar

padlizsán

Şri Vrindavana dhama'da patlıcanları sulama şansını edinmiştim. Sabah çok erkenden uzun bir yürüyüşle tarlaya ulaşmış, bir kova alıp küçük patlıcanları sulamaya başlamıştım. Vrindavana'da toprak çok yumuşak ve bana inanmayabilirsiniz ama, ışıldar. Yeterli su alabilmeleri için her bir patlıcanın çevresine ellerimle havuzcuklar yapmıştım. Aylardan Aralıktı, sis vardı ve oldukça soğuktu. Yavaş yavaş su taşımaya ve patlıcanlara yardım etmeye devam ettim. Kutsal dhama'da yaşam aldıklarından apaçık benden daha saf olduklarından onlara hizmet edebildiğim için çok mutluydum. Derken, güneş sisin içerisinden yolunu açtı ve küçük patlıcanlara ulaştı. Onların neşesine bakakaldım, derin ve en narin aromalar bana ulaştı, sanki beni sevgi ile kucaklıyorlardı.


In Sri Vrindavana dhama, I had the opportunity to water eggplants. Very early in morning I took a long walk and reached a field, took a bucket and started watering little eggplants. In Vrindavana, earth is so soft and you may not believe me but, it is illuminious. I made small pools around each eggplant with my hands so they may have enough water. It was month of December, there was mist and quite cold. Gradually, I continued carrying water and helping eggplants. I was feeling very happy to be able to serve them, who were obviously more elevated then I am, having taken life within the holy dhama. Then, sun made his way through the mist and reached the little eggplants. I stood gazing at their joy, most delicate and deep aromas reached me, as if they embraced me with love.

Hiç yorum yok: